16 Nisan 2016 Cumartesi

Kırmızı Bisiklet - Can DÜNDAR




           Can DÜNDAR'ın ,babalık duygu ve yaşantısını anlattığı ,bu konudaki köşe yazılarını da eklediği , çocuk gelişimi tarzında bir kitap olmuş.
           Kitabın son bölümünde yer verdiği ve babasını anlattığı bölüm gerçekten çok ama çok güzeldi. Bu bölümü tekrar tekrar okuyacağım. 
           Sonuç olarak ; okunmasını tavsiye ettiğim bir kitap.

...süzüldüm imbiğinden...
piştim, o ihtiyarın dergahında..
babamın oğluydum eskiden;
oğlumun babası oluverdim birden...


Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek - Ayfer TUNÇ




               Ayfer TUNÇ'un bu ödüllü kitabı,68 doğumlu olarak beni çocukluğuma götürdü. Bana tam bir nostalji yaşattı.
              Çocukluğumda oynadığımız oyunlardan,mahalle ve ev düzenine kadar bir çok şeyi kitap sayesinde hatırladım. Cayır cayır yanan sobanın yanında uyumaktan nasıl keyif aldığımı,divanda oturmanın rahatlığını,siyah okul önlüğümü,beyaz yakamı,mahallemizin bakkalı Ahmet amcayı,eve ilk televizyonu aldığımızdaki coşkuyu,oşinografi dairesinden :) bildirilen hava ve yol durumunu ve daha bir çok şeyi bu kitap sayesinde hatırladım.
             Fakat kitapta çok detay ve ayrıntıya girilmiş.Ayrıca bir duygu katılmadan tamamen düz bir anlatım kullanılmış.Ders kitabı kıvamında olmuş.O yüzden sıkıldığım ve geçtiğim yerlerde oldu.
            Sonuç olarak , arada sıkılacak olsanız da , benim gibi özellikle 70'li yıllarda çocukluğunuzu yaşamış iseniz , şöyle  bir geçmişe gitmek için kitaplığınızda bulunması gereken bir kitap.


Leyla'nın Evi - Zülfü LİVANELİ




               Zülfü LİVANELİ bu kitabında,  hayatları ve kişilikleri farklı insanları bir noktada buluşturup,duygu yüklü bir romana imza atmış. Olaylar, yalıda doğup büyümüş bir Osmanlı soylusu olan Leyla'nın evinin elinden alınması etrafında dönüyor. 
               Paşazade torunu Osmanlı soylusu Leyla Hanım,hayatla kavgalı bir insan Roxy,uşaklıktan kurtulmaya çalışan Ali Yekta Beyin hikayeleri harmanlanarak ,Boğaziçi'ndeki Bosnalılar yalısının dünyası anlatılmış. 
              Kitabı okurken , insanların ne kadar farklı durumlardan ve yaşam tarzlarından ne kadar farklı noktalara gelebildiklerini görüyorsunuz.
               Yumuşak,sade,anlaşılır bir dil kullanılmış.Çok sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu.

28 Şubat 2016 Pazar

Kürk Mantolu Madonna - Sabattin ALİ





                Bir önce okuduğum Agatha Christie'in 10 küçük zenci kitabından sonra iyice gerildiğimden, bir aşk romanı okumak istedim. Ne okuyayım diye araştırırken bu kitabın çok methini duydum ve okumaya başladım.
                Kitabı 3 bölüme ayırırsak özelikle 3.bölüm için yani Raif efendinin aşk hikayesi için okumaya değdi gerçekten.
               Aşk ,ümitsizlik,tutku,acı,yılgınlık güzel şekilde anlatılmış. Sıradan bir insan olarak görülen Raif efendinin aslında hiçte sıradan bir hayat yaşamadığını görüyorsunuz.
              Kitaptan bir kısım : ”Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?”


* Başlarda okumaktan biraz sıkılmış olsam da , değerli bir ustanın hep bahsedilen bu kitabını okumaya devam ettim. Hele 3.bölüme gelince de kendimden geçtim. Kitabı bitirdiğimde iyiki okumuşum dediğim bir kitap oldu.  


Sevgi ile kalın.

10 Küçük Zenci - Agatha CHRISTIE



              Canım polisiye bir roman okumak isteyince tabii ki  , polisiye kitapların kraliçesi denilen A.Christine kitaplarına yöneldim ve okuyucular tarafından da tavsiye edilen 10 küçük zenci kitabını okumaya başladım.
              Kitabı okurken heyecanlandım, zaman zaman korktum(hele bir gece evde yalnızken karanlıkta baltalı bir kafa yarma işlemini okurkene...), katil hakkında tahminler yürüttüm ve tabii başarılı olmadım :)
             On Küçük Zenci", Zenci Adası'na farklı sebeplerle konuk ve çalışan olarak çağırılmış on kişinin hikayesini anlatıyor. Günler ilerledikçe, adadaki evin içinde bulunan 10 küçük zenci biblosu da birer birer yok olmaya başlıyor. Tabi yok olan sadece biblolar değil.
             Bu kitabı bitirdikten sonra hemen arkasından bir A.Christine romanı daha çekemeyeceğimden biraz ara vereyim dedim. Fakat "Roger Ackroyd'u kim öldürdü" kitabını da ilk fırsatta okuyacağım.

* İki üç gün içinde bitirilebilecek heyecanlı ve hafif bir roman arıyorsanız bu kitabı öneririm.

Sevgi ile kalın. 




Sevdalım Hayat - Zülfü LİVANELİ





             Zülfü Livaneli benim için  iyi bir yazar iyi bir sanatçı iyi bir yönetmendir. Yazarın son okuduğum bu kitabını da keyifle okudum. Kitap Zülfü Livaneli'nin 2007 yılına kadar yaşadıklarını anlattığı otobiyografisi, anılar dizisi olmuş.
             Kitabı, kendisi karşınızda oturuyor da  karşılıklı çay içerken, anlattığı hayat hikayesini dinliyormuş gibi okuyorsunuz. Sade ve güzel bir anlatımı var. Ülkenin yaşadığı dönemler ışığında , Z.Livaneli'nin siyasi sanatsal ailevi hayat hikayesini bir sohbet havasında okuyorsunuz.
             Hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun. Ama samimice yazılmış, içinde acılar, dostluklar, ilticalar, mutluluklar ve hainliklerin anlatıldığı bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.


* Bir kez daha ama bu sefer daha yavaş ve sindirerek okuyacağım bir kitaptır.


Sevgi ile kalın.

22 Şubat 2016 Pazartesi

Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm - Zülfü LİVANELİ







               Kındle Paperwhite3  E-Kitap okuyucu aldıktan sonra , kındle’da okuduğum ilk ekitap kendisi.
               Kitaptan kısaca bahsetmek istiyorum :  2001 Yunus Nadi Roman ödülünü almış olan kitap , iki yazarın ağzından yazılmış. Biri romanın kahramanı diğeri de bu kahramanın anlattıklarına kendince eklemeler yaparak yazan , roman kahramanının arkadaşı.
              Hikayenin büyük kısmı İsveç Stockholm'de geçiyor. Livaneli oraları o kadar güzel anlatmış ki,  param çok harca harca bitmiyor ya (şaka tabii ki) hemen uçağa atlayıp Stockholm'e gidesim geldi.
              Roman kahramanı Sami ,  12 Mart rüzgarlarının İstanbul'dan Stockholm'e savurduğu bir mültecidir. Orada bir süre hastahanede kalır ve o süreçte , Türkiye'den bir hastayla karşılaşır. Karşılaştığı bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Bakanda gözlerden uzak olarak gördüğü oralara tedavi olmak için gitmiştir. Sami , bakandan  intikamını almak amacıyla  farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Sonra…… tamam tamam :)  devamını size bırakacağım hele sonunda ne olduğunu hiç söylemeyeceğim.
           
* Emeğe saygım sonsuz ancak, kitabı illaki okuyun diyemeyeceğim. Okuyucu yorumlarında çok beğenenler de olmuş ama beni fazla sarmadı. Sonuna kadar da sırf sürpriz sonu merak ettiğim için okudum.


Sevgi ile kalın